
Julia Secklehner bize Lozan Konferansı’nı mizahi bir gözle anlatan karikatüristlerin hikayesini anlatıyor.
“Yaklaşık altmış yıldır insanları çiziyor ve onları tiye alıyorum. Gerçek şu ki hayatın anlamını ve dramını, insanların yüzlerinde bulabiliriz.” [1]
Emery/Imre Kelèn (1896-1978) ve Alois Derso/Alajos Deszö (1888-1964) 1922 senesinde Lozan’a geldiklerinde henüz birbirlerini tanımıyorlardı. Bu iki karikatüristin Lausanne Palace Otel’in basın barındaki tesadüf eseri tanışmaları yaklaşık otuz sene sürecek bir iş ilişkisinin başlangıcı oldu. İlk ortak çalışmaları Lozan’da meydana geldi: Guignol à Lausanne (Lozan Kuklaları). Yirmi beş karikatürden oluşan bu albüm, Lozan Barış Konferansı’nın çağdaş popüler kültürdeki en kapsamlı görsel canlandırmasını temsil eder.

Guignol à Lausanne, konferansa katılan delegeleri karikatürize ettiği gibi Lozan’da yaşanan spesifik tartışmaların detaylarını, konferansın kenarda köşede kalmış, günlük hayata dair anlarını da resmeder. Yaşananları ve temsilcilerin tepkilerini iğneleyici ancak kötü niyetli olmayan mizahî bir üslupla ele alan bu karikatürler, müzakerelerde bulunan temsilciler tarafından da samimiyetle karşılanmıştı. Hatta İsmet Paşa’nın daha iyi resmedildiğinden yakınan İngiliz delegesi Sir Horace Rumbold, Kelèn ile özel görüşmek isteyip, kendi yüzünün İsmet Paşa’nın ki kadar heyecan verici olup olmadığını şakayla karışık sorar.
Eserlerinin popülaritesinin ardından “ayrılmaz ikili” haline gelen Derso ve Kelèn, önce kendilerini Milletler Cemiyeti’nin karikatüristleri olarak buldu [3]. Bu başarılı ve uzun bir kariyerin başlangıcı oldu. Avrupa çapında birçok satirik dergi ve gazeteye katkıda bulunmanın yanı sıra bir çok albüm yayınladılar. Aslında, siyasi karikatürün altın dönemleri genellikle on dokuzuncu yüzyıl İngiltere ve Fransa’sında hiciv dergilerinin yükselişine, Punch ve L’Assiette au Beurre gibi yayınların en parlak günlerine bağlanırken, Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda karikatürlerin işlevleri ve gücü hararetle tartışılmaya devam etmiştir: [4] Kitle kültürünün körüklediği siyasi aşırılıklar çağında, karikatürlerin karmaşık konuları ve siyasi tartışmaları geniş kitlelere aktarabilen popüler bir sanat formu olarak işlevi sanatçılar, psikanalistler ve kültür tarihçileri arasında bir çalışma konusu haline getirmiştir.[5]
Ancak tam da bu “popüler” sanat işlevi, karikatürün sanat tarihi anlatıları ile tarihsel illüstrasyon arasında tuhaf bir şekilde konumlanmasına ve nadiren ayrıntılı olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Bu durum Guignol à Lausanne için fazlasıyla geçerlidir: albümün kendisi barış konferansının sıra dışı bir kaydı olduğu kadar iki sanatçı arasındaki sanatsal işbirliğinin de alışılmadık bir örneğidir. Dahası, sanatçıların basit, neşeli ve dokunaklı çizimleri, ancak İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda baskın hale gelecek olan dinamik bir siyasi karikatür tarzına örnek teşkil etmektedir.

Dolayısıyla, hem tarihsel bir kayıt hem de sanatsal bir nesne olarak Guignol à Lausanne daha yakından incelenmeyi hak eden bir eserdir. Derso ve Kelèn’e gelince, onların kaderi, yirminci yüzyılın başlarında olağanüstü kariyerlere sahip, ulusaşırı yaşamları ve farklı ulusal ve dilsel bağlamları benimseyen bir çok Orta Avrupalı sanatçı gibi, teleolojik anlatılar ve milliyetçi çerçeveler ile sınırlanan sanat tarihinde yok olmalarına yol açtı.[6] Profesyonel karikatüristler ve uzun süreli göçmenler olarak Derso ve Kelèn, baskın sanat tarihi anlatılarının içinde adeta yabana atıldılar.
Birinci Dünya Savaşı’nda savaştıktan sonra ikili, 1919’da Miklos Horthy ve gerici rejiminin iktidara gelmesinin ardından Macaristan’dan kaçtılar. 1938’e kadar İsviçre, Almanya, İngiltere ve Fransa’da çalışan Derso ve Kelèn, 1939’da tekrar göç etmek zorunda kalırlar. İş birlikleri 1950’ye kadar devam eder. Derso ve Kelèn’in eserlerinin büyük çoğunluğu bugün ABD’de bulunmaktadır. İki sanatçının da erken dönem çalışmaları genellikle gazete karikatürlerinden oluşur ve bunlar henüz gün yüzüne pek çıkmamıştır.

Kelèn’den on yaş kadar büyük olan Derso, Budapeşte ve Paris’te eğitim görmüş bir tasarımcıdır ve Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde içlerinde satirik dergi Fidibusz (1909-1911) ve Erdélyi Bakter gazetesinin (1910–1912) bulunduğu Macar yayınlarına katkıda bulunmuştur. Son derece yetenekli bir tasarımcı olan Derso, özellikle insanların yüzlerini asla unutmayan bir yapıya sahipti. Kendisi için “Hafızasında 10.000 insanın yüzünü tuttuğu bir morg işletirdi. Gördüğü yüzü asla unutmazdı” yorumu yapılır.[7]
“Hafızasında 10.000 insanın yüzünü tuttuğu bir morg işletirdi. Gördüğü yüzü asla unutmazdı.”
Kelèn ise ilk eserlerini yirmi beş yaşındayken, 1917 senesinde savaş sırasında Isonzo cephesinde yaşadığı travmayı atlatmak için kaldığı bir akıl hastanesindeyken yayınlar. Sonrasında ise bir spor karikatüristi olarak Münih’teki “Futbol” isimli bir spor dergisinde kısa bir süre çalışma imkânı bulur.[8] Bu dergi, tesadüfen, o dönemin Nazi partisinin gazetesi olan ve yayın hayatına yeni başlayan “Völkischer Beobachter” ile bir iş birliği yapmıştı. Bu esnada Kelèn, Adolf Hitler ile ilk defa karşılaşır ve hatıratında şöyle yazar:
“Kitle iletişim çağında, [Hitler gibi] paranoyak siyasetçilere dikkat etmeliyiz. Bu siyasetçileri teşhis etmek çok kolay. Kendisini bir şeye veya bir kişiye karşı nefretle ve mantıksız konuşarak belli eder [. . .]” [9]
Karikatürcülerin güçlü gözlem yetenekleri ve Derso ve Kelèn’in tarihe imza atan kişilerle bir araya gelmiş olmalarını göz önüne alırsak, Kelèn’in bu yorumu bizlere bu ikilinin tarihteki rollerini bildiklerini ve neredeyse unutulmuş eserlerinin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini gözler önüne serer. Karikatürlerin bir kişinin ya da olayın “özünü” ortaya çıkarması gerektiği kuralından yolan çıkarak Derso ve Kelen, Avrupa tarihinin en önemli diplomatik anlarına tanık oldukları eşsiz bir konuma sahiptiler. Bu sebeple Guignol à Lausanne, sadece Lozan Barış Konferansı’nı anlamamıza vesile olması sebebiyle değil, aynı zamanda modern karikatür tarihi açısından da eşsiz bir belgedir.
Notlar
[1] Emery Kelèn, Peace in their Time. Men Who Led Us In and Out of War, 1914-1945. London: Victor Gollancz, 1964, 117.
[2] Kelèn, Peace in their Time, 444.
[3] Arved Arenstam, “Das Frühstück des Friedens“, Neues Wiener Journal, 14 September 1925, 5.
[4] David Kerr, Caricature and French Political Culture 1830-1848. Charles Philipon and the Illustrated Press. Oxford: Clarendon Press, 2000. Lesley Milne, Laughter and War. Humorous-Satirical Magazines in Britain, France, Germany and Russia. Newcastle: Cambridge Scholars Publishing, 2017.
[5] Ernst Gombrich and Ernst Kris “The Principles of Caricature”, British Journal of Medical Psychology, 17 (1938), 319-342. Walter Benjamin, “Eduard Fuchs: Collector and Historian“, New German Critique, 5 (Spring 1975):27-58. Sigmund Freud, Wit and Its Relation to the Unconscious. Trans. Abraham Arden. London: T.F. Unwin, 1916.
[6] Circulations in the Global History of Art, eds. Thomas DaCosta Kaufmann, Catherine Dossin, and Béatrice Joyeux-Prunel, Studies in Art Historiography, Surrey, England and Burlington, VT: Ashgate, 2015.
[7] “Aloysius Derso, Cartoonist, Dies; Drew Diplomats at Parleys Between World Wars”, The New York Times, 23 December 1964, 27.
[8] Kelèn, Peace in their Time, 41.
[9] Kelèn, Peace in their Time, 86.
[10] Janis L. Edwards, Political Cartoons in the 1988 Presidential Campaign. Image, Metaphor, and Narrative, New York and London: Garland Publishing, Inc., 1997, 143.