The Lausanne Project’e dahil olan The Global 1922 (Küresel 1922) projesinin ortak kurucusu, Georgios Giannakopoulos, 1922’nin modern Yunan ve dünya tarihi için önemini anlatıyor.

Dr Giannakopoulos, City University of London’da öğretim üyesi, King’s College London’da da araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Yüzüncü ve iki yüzüncü yıl dönümleri geçmişte yaşanan olayları anma ve derinlemesine düşünmek için mühim anlardır, bu anlar geçmiş kadar bugün hakkında da bilgi verir. Modern Yunan tarihi ve siyasetiyle ilgilenenler için 2021 ve 2022 yılları, çağdaş Yunan kimliğini şekillendiren olayların dönüm noktası niteliğindedir. 2021, Napolyon sonrası Avrupa’nın sınırlarında ilk bağımsız devletlerden birini kurmayı başaran, uzun ve karmaşık bir süreç olan Yunan devriminin iki yüzüncü yıldönümüdür. 2022 ise, en azından Yunanistan açısından bakarsak, Anadolu “felaketinin”, yani 1919-1922 Türk-Yunan savaşında Yunan ordusunun yenilmesinin ardından Anadolu’daki Rum Ortodoks cemaatlerinin yok olmasının yüzüncü yıldönümüdür. Her iki olay da modern Yunan tarihini ve Yunanistan’ın uluslararası sistemdeki yerini anlamak için önemli birer referans noktasıdır. 

SMYRNA / İZMiR, DE AVOND POST, 28 EYLÜL 1922

Anadolu’daki Yunan yayılmacı projesi Megalo Idea’nın başarısızlığı, Türk milliyetçiliğinin başarısı oldu. Bu nedenle, 1922 olaylarının Yunanistan ve Türkiye’deki anma törenleri ikili bir dinamiğe sahip: Yunanistan “kayıp vatanlarının” yok edilmesine ağıt yakarken, Türkiye’de “Zafer Bayramı” kutlamaları yapılır. Türk-Yunan 1922’si savaş, şiddet, ulusal gurur ve aşağılanma temalarıyla bir travma ve zafer öyküsüdür, bir yandan da ulus devletin sağlamlaşmasını müjdeleyen ve ulusal homojenlik arayışını uluslararası siyasetin tam ortasına yerleştiren bir yerinden edilmenin ve nüfus aktarımının hikayesidir. 

Burada eksik kalan nokta, Türk-Yunan hikayesini daha geniş bir çerçevede Avrupa ve Yakın/Orta Doğu çapında yaşanan emperyal değişim ve dönüşümlerin içine sistemik bir şekilde yerleştirilmesidir. 

Geçtiğimiz on yıllarda çeşitli araştırma projeleri ve yayınlar, 1920’lerin başındaki Türk-Yunan çatışmasının siyasi, kültürel ve uluslararası tarihinin kilit yönlerine ışık tutmuştur. En çok tartışılan konulardan bazıları, mülteci deneyiminin ve hafızasının yeniden canlandırılmasının yanı sıra, Ege’nin her iki yakasındaki azınlık nüfuslarının oluşturulmasının (veya oluşturulamamasının) altında yatan yasal, kültürel ve biyo/politik mantığın analiziyle ilgilidir. Burada eksik kalan nokta, Türk-Yunan hikayesini daha geniş bir çerçevede Avrupa ve Yakın/Orta Doğu çapında yaşanan emperyal değişim ve dönüşümlerin içine sistemik bir şekilde yerleştirilmesidir. 

SELANİL’TE YUNAN GÖÇMENLER, KAYNAK: LIBRARY OF CONGRESS

The Lausanne Project’e dahil olan Küresel 1922 projesi, uluslararası konferanslar (Paris 1919, Cenova 1922) ve kalıcı bölgesel düzenlemeler (Lozan 1923) arasında bir geçiş anı olan 1922’ye kasıtlı olarak ışık tutarak, Yunan-Türk hikayesini İrlanda, İtalya, İspanya, Macaristan, Rusya ve Suriye gibi yerlerdeki daha geniş bir bağlantılı gelişmeler ağının içine yerleştirmeye çalışmaktadır. Proje, 1920’lerin başlarının emperyal ve uluslararası tarihi üzerine çalışan akademisyenleri bir araya getirir. Küresel 1922, düzenlemiş olduğu iki atölye çalışması ve akademik yayınları aracılığıyla, metodolojik milliyetçiliğin cazibesine ve “alan çalışmaları”nın kolaycı sınırlarına karşı koymayı amaçlar. Bozulmuş bir dünyanın emperyal, ulusal ve uluslararası tahayyüllerinde iç içe geçmiş kilit temaların bağlayıcı ve karşılaştırmalı bir açıklamasını sunmayı hedefler. 

ANA GÖRSEL:  SAKARYA SAVAŞI LITOGRAFİSİ, BİLİNMEYEN SANATÇI, DRAKOS PAPADİMİTRİOU PUBLISING, ATİNA, 1921.


Subscribe to TLP