Stacy D. Fahrenthold, Suriyeli girişimcilerin Madeira’nın meşhur dantel ve kumaş ticaretinde ördükleri ağları anlatıyor. 

Dr Fahrenthold, UC Davis Tarih Bölümü’nde doçenttir.

Nisan 1922’de, New York City’den Portekiz’in Madeira adasındaki Funchal’a gemiyle gelen Elias Mallouk, limanda kendisini soru yağmuruna tutan bir kalabalık tarafından karşılanır. Mallouk, Madeira’nın en önemli dikiş-nakış ihracatçılarından biridir. Funchal’i yurt dışında temsil eder ve adaya çok özel bir görevle gelir: buradaki sanayiyi Amerikan ihracatçılarının, özellikle de New York’taki Suriyeli göçmenlerin yararına olacak şekilde restore etmek. Mallouk, Funchal’da önce ABD Başkonsolosu Eells Stillman ile görüşür. Ardından nakışçıların maaşlarını düzenleyen bir imalatçılar birliği olan Madeira Nakış Kulübü’ne gider. Aynı yılın Nisan ayında gerçekleştirdikleri bir toplantıda kulübün maaşlarda yüzde otuzluk bir azaltmaya gitmesi, Mallouk’un mallarını evlerinde diken Madeiralı kadınların grev tehdidini beraberinde getirmişti.

Funchal’ın işçi sendikaları Madeira Nakış Kulübü’nün kararına şiddetle karşı çıkarak bu kulübün Suriyeli üyeleri için “yerlilerin alın terlerinden” zenginleşen “sahte bir Amerikalı sürüsü, imansız vatansız paryalar” diye bahseder. O Operário gazetesi Mallouk’u “sıska, hüzünlü çocuklarının açlıklarını ve hastalıklarını azaltabilmek için bir parça nakışı bitirmeye çalışan nakkaş kadınları” köleleştirmekle itham eder. Madeiralı işçiler aynı zamanda adadaki tacirleri parazit olarak ilan ederler.

Ah, Elias Maluco, ah viskinin peygamberi… Neden Suriye’ye gitmiyorsun? Neden kendileri de kolonyalizmin aşağılık iziyle lekelenmiş halkının kurtarıcısı olarak hava atmıyorsun?

O Operário, Nisan 1922.
FUNCHAL, MADEIRA NAKKAŞ KADINLAR

1922 senesinde Suriyeli tacirler Madeira’nın tekstil sanayisinin yüzde doksanını kontrolleri altında tutarlar. Adanın meşhur dantel, kumaş ve el yapımı dikiş-nakışlarının neredeyse tümü bu Suriyeli iş merkezleri yoluyla ABD’ye giderek New York City’deki giyim üreticilerini besler. Peki Suriyeli göçmen sermayesi Madeira adasına nasıl gelmişti? Bunun cevabı üç bağlamda incelenebilir: savaş ve sonuçları, pasaport siyasetinin yükselişi ve Suriyeli sermayenin tedarik zinciri gücü aracılığıyla sendikalaşmış emeğe karşı direnmesi. Suriyeli tacirler Madeira’ya ilk kez Birinci Dünya Savaşı esnasında gelirler. Avrupa ve Amerika’ya ihraç etmek için kumaş üreten Madeira sanayisini 1914 öncesinde Alman firmaları kontrol eder. New York’un Suriye mahallesinden gelen Elias Mallouk, George Bardwill ve diğer tüccarlar, toptancılık işlerini ilerletmek için Almanların Madeira’daki mallarını satın alırlar. Bu malları bavul ticareti yoluyla Orta Batı’ya, ABD-Meksika sınırına ve Latin Amerika’ya götürürler. Ancak daha sonrasında savaş bu iş kolunu da vurur. Alman mallarına karşı konulan ambargolar Madeira’nın ihracat ticaretini duraksatır ve Portekiz hükûmeti Almanların sahip olduğu tekstil fabrikalarının likidite edilmesini emreder. 1916’da Amerikan-Suriyeli imalatçılar New York’tan gelerek bu firmaları satın alırlar ve ürünlerini Amerika’ya yeniden tanıtırlar.

Alman malikliğinden Suriye malikliğine geçiş ani ve şok edici olur. Sanayiyi devralarak 1925’e kadar devam edecek bir fase siria (Suriye dönemi) başlar. Suriyeli tacir-imalatçıların çoğunluğu Zahle, Şam ve Halep’tendir. Osmanlı tebaasıyken daha sonrasında Amerikan vatandaşlığına geçiş yapan bu tacirler ABD pasaportu sayesinde avantaj kazanırlar. Zira o dönemde Osmanlı ve Fransız belgeleri taşıyarak ticaret yapmaya çalışanların isimleri tüccarların kara listelerindedir. Madeira’nın Amerikan sıfatı taşıyan Suriyeli tacirleri aynı zamanda adadaki ABD başkonsolosunun da desteğinden faydalanırlar. Zira başkonsolosun temel amacı ihraç mallarının ABD’ye istikrarlı bir şekilde gidişini sağlamaktır.

FUNCHAL’DA BİR FABRİKADA USTABAŞI FERRIS SAYDAH, 1921


“Doğru” pasaporta sahip olmak Amerikan-Suriyelilerin Madeira’yı ele geçirmesine ön ayak olur, ama o dönemin işçi mücadeleleri de harekete geçirici bir etkendir.

“Doğru” pasaporta sahip olmak Amerikan-Suriyelilerin Madeira’yı ele geçirmesine ön ayak olur, ama o dönemin işçi mücadeleleri de bu ele geçiriş için bir motivasyon kaynağıdır. Alman gemileri 1916 senesinde Madeira çevresinde daireler çizerken New York City’nin tekstil bölgesi grevlerle çalkalanıyordu. Suriyeli genç kadın ve kızlar, yine Suriyelilerin sahip olduğu düzinelerce kimono fabrikasının kapılarına dayanmış, daha güvenli çalışma koşulları ve sendikalarının tanınmasını talep ederler. Fabrikalar kepenk indirmek zorunda kalır, ama kimono dükkânı sahipleri sendikalarla pazarlığa oturmayı reddederler. Hatta bazıları fabrikalarını tamamen kapatıp şehrin dışında yeniden faaliyete geçerler. Yurt dışındaki imkanların yanı sıra içerideki işçi anlaşmazlıkları da Amerikan-Suriyeli sermayenin dünyaya açılmasına sebep oldu. Madeiralı kadınlar nakışlarını işlerken, bu yeni ticaret kanalı Suriyeli tekstil üreticilerinin New York’taki tekstil grevlerinin üstesinden gelmelerini sağlar.

1916 ile 1920 arasındaki dönemde Suriyeli tekstil imalatçıları yalnızca Madeira’da değil, Çin’de, Japonya’da ve Filipinler’de de küresel tedarik zincirleri peşinde koşarlar. Her bir tedarik bölgesinde kullanılan strateji aslında birbirini taklit ediyordu: ihracat için ev tekstili ürünleri üretimi adına Amerikalı yayılmacı müttefikler ile stratejik ortaklıklar kurmak. Funchal’da Suriyelilerin sahip olduğu düzinelerce fabrika sokakların dört bir yanını sarar. Buralarda işçiler parçalara bölünmüş ham ketenler alıp üzerlerine nakış işlerler. Dağıtıcılar bu kumaş parçalarını Madeiralı kadın ve kızlar tarafından işlenmeleri için çetin dağlık köylere götürürler.

NEW YORK GAZETESİ AL-AKHLAQ‘DA MALLOUK BROS. İLANI

Fase Siria’nın doruk noktasında altmış bin kadın bu işi yaparak yıllık 2 milyon dolar değerinde bir ihracat endüstrisini besler. Şaşaalı Madeira Nakış Kulübü’ndeki imalatçılar ise bu çalışanların maaşları üzerinde denetimsiz bir kontrole sahiptir. ABD başkonsolosluğunun yanında konumlanan bu kulübün kendine ait bir oteli, tavernası ve sigara odaları vardı. Buralarda New York ile Avrupa arasında gidip gelen Suriyeli Amerikalı tacirler ağırlanırdı. Kulübün duvarları arasında imalatçılar kendi aralarında pazarlık ederken adanın işçilerini ve ticaret sendikalarını bu denklemin dışında bırakırlar. Madeiralı çalışanlar Portekiz hükûmetine başvurarak Lizbon’un adadaki yabancı tacir sermayesinin üstüne gidilmesini, nakış işçilerine çalıştıkları fabrikalar üzerinde kontrol hakkı verilmesini ister.

Böylece Elias Mallouk’un 1922’deki maaş azaltmaları onu solcu basında bir karikatür haline getirir. Elias Maluco (Portekizce “deli” anlamına gelen kelime üzerine bir sözcük oyunu) adlı bu karakter, vicdansız, yabancı bir tacir sınıfını, bu sınıfın ABD’nin siyasi korumasına muhtaç oluşunu ve Portekiz’in Madeiralı işçileri bunlara karşı koruyamamasının bir simgesi olur. Suriyeliler Funchal’a vardıklarında adada grevler henüz nadiren meydana gelirdi. Ama artık hiç bir şey eskisi gibi değildi. 

Stacy D. Fahrenthold 2021 senesinde yayınlana Between the Ottomans and the Entente: the First World War in the Syrian and Lebanese Diaspora, 1908-1925 adlı kitabın yazarıdır. Boston’daki Suriyeli göçmen cemaatinin içindeki işçi ilişkileri üzerine yaptığı çalışma yakın zamanda The Journal of Middle East Women’s Studies’te yayınlandı.

ANA GÖRSEL: SÃO PAOLO’DA SURİYELİLERİN BİR GİYSİ DÜKKANI, KAYNAK: AL-FARA’ID. FUNCHAL WORKSHOP IMAGE GPT-PF008741 © PATRICK FORGET.

Subscribe to TLP